Hurşutağaoğlu; “Nerede o eski bayramlar”
Hurşutağaoğlu; “Nerede o eski bayramlar”
Hurşutağaoğlu; “Nerede o eski bayramlar”
Köşe yazarımız Yasemin Hurşutağaoğlu’nun kaleminden Eski Bayramlar.
Eski Bayramlara Özlem
Karadeniz’e kocaman merhaba. Yazıma, “Nerede o eski bayramlar” diyerek başlamak isterim.
İlerleyen teknoloji ve değişen toplum yapımızla birlikte geleneksel bayram kültürümüz de farklı bir boyut kazanmış durumda. Eski bayramlarda bayram sevinci vardı, şimdi ise sadece tatil diyerek geçiriyoruz. Bu fark belki de bu yüzden doğuyor. Sizde benim gibi bir ah çekip, nerede o eski geleneksel bayramlar deyip o günleri özleyenlerden misiniz?
O zamanlar bir hafta önceden evde bayram hazırlıkları başlardı. Önce hiç açılmayan, hiç giremediğimiz, hatta küçükken merak edip bazen hayaletli olduğunu düşündüğümüz misafir salonu açılırdı. O işlemeli danteller serilir, tüm ev temizlenir, hazırlıklar yapılırdı. Canım annem günler öncesinden tepsilerce tatlı yapardı. Ablam büyük olduğu için mutfakta yardım etme görevi onun olurdu. Biz ise hamurla oynamak için kız kardeşimle birlikte annemin tepesinde dolanırdık. Arife günü evde helva yapılır, dağıtılırdı. O zamanlar süper market, AVM’ler yoktu tabi. Mahalle bakkalına gidilir, kolonyalar doldurtulur, şeker alınır, akşamdan her şey hazır olurdu. Biz biraz daha şanslı çocuklardık, baba ve dayı terzi olunca istediğimiz model ve renk elbiseler dikilirdi. Ayakkabılarımız yatağın önünde, elbiseler askıda, heyecanla sabah olup dantelli çoraplarımızı giymenin hayalini kurardık. Bayram sabahı olunca erkenden kalkılır, evin erkekleri bayram namazına gider, annem kahvaltı hazırlar, bizde kalkar yeni kıyafetlerimizi giyer beklerdik. Namazdan çıkıp eve gelirken sıcak ekmek ve gazete alınır, heyecanla kalabalık kahvaltı masasına otururduk. Annem kahvaltıya gelen olur diye muhakkak 3 tabak fazla koyardı ve her defasında da misafirimiz gelirdi.
Büyük küçük demeden hepimiz yeni kıyafetler giyerdik. O zamanlar o kıyafetleri almak öyle kolay değildi, bu yüzden giymekte bizim için çok kıymetliydi. Öyle bayram mesajları da yoktu, akıllı telefonlar hayaldi tabi. Tek tek ev ziyaretleri yapılır, bayram kutlanırdı. Eskiden el öpmek, bayramlaşmanın tek yoluydu. İlk gün biz çocuklar bayramlaşmak için mahallede dolaşırdık. Büyükler evde olur, ellerinde şekerlerle bizi beklerlerdi. 2. gün ailecek bayramlaşmaya aile büyüklerine giderdik. En çok da rahmetli Hurşit amcamla bayramlaşmayı severdim. Çünkü en büyük bayram harçlığını ondan alırdık. 3. günü ise kardeş günü olurdu. Büyük ağabeyim bizi alır lunaparka götürür, dışarda istediğimizi yeme şansımız olurdu. Yaşımız büyüdükçe bizlerin istekleri de değişti. Bayramda ağabeyle değil, tek başımıza gezmek ister olduk. Okul bitti, iş hayatına başladık. Zaman değişti, akıllı telefonlar çıktı, aile büyüdü ama bir o kadarda küçüldü ve ayrı şehirlerde yaşam başladı. Ben doğduğum topraklara döndüm, kardeşlerim İstanbul’da kaldı. E bizde görüntülü konuşmalara başladık, bu bayram sevincini telefon ekranlarında arar olduk. Bayram coşkusunu birbirimize telefonla aktarmaya başladık. Ah ah nerede o eski bayramlar, nerede o eski insan dolu, sıcak sofralar.
Mutlu, huzurlu, sağlıklı, iyi bayramlar. Bayramınız mübarek olsun.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.